DEVA İl Başkanı Bingöl’den 12 Eylül Açıklaması

DEVA Partisi Erzurum İl Başkanı A. Vahit Bingöl, 12 Eylül 1980 darbesinin 43. Yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Türkiye’nin tarihinin aynı zamanda darbeler tarihi olduğunu söyleyen İl Başkanı A. Vahit Bingöl, “27 Mayıs 1960 Darbesi, 12 Eylül 1980 Darbesi, 12 mart 1971 Muhtırası, 28 Şubat 1997 Post-Modern Darbe, 27 Nisan 2007 E-Muhtıra, 15 Temmuz 2016 Darbe kalkışması gibi teşebbüsler sonucu demokrasimiz her defasında sekteye uğramış. İnsan hayatında onarılması güç yaralar açmıştır. İdamlar, kötü muamele ve insan hakları ihlalleri, hafızamızda ki yerini hala korumaktadır” dedi. Demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden tam 43 yıl geçtiğini hatırlatan Bingöl, “Üzülerek belirtmeliyim ki darbelerle istenilen hesaplaşma yapılamamıştır. Bu sebeple gerek sivil gerekse askeri darbe zihniyeti, tarihin çöp sepetine gönderilmiştir” ifadelerini kullandı. Bingöl, yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “12 Eylül darbecileri hakkında dava açılmasına karşın dosya Yargıtay’da iken Kenan Evran 10 Mayıs 2015’te 98 yaşında, Tahsin Şahinkaya ise 9 Temmuz 2015 de 90 yaşında öldü. Kamu davasının ölüm nedeniyle ortadan kaldırılmasına hükmedildi. Böylece tarihi bir fırsat heba edilmiş oldu. Gücü eline geçirip yönetime gelenler sivil olsun, asker olsun hukuk ve demokrasiden yana tavır almak yerine baskıcı bir yolu seçmiştir. Ülkemizde istenilen özgürlük ortamı sağlanmamış, her fırsatta insan hakları, hukuk, adalet, demokrasi askıya alınmıştır. Biz DEVA partisi olarak darbenin askeri olanına da sivil olanına da karşıyız. Devlet yönetiminde her türlü tek tipçiliğe, her türlü vesayete, her türlü çete faaliyetine son vermek için çalışıyoruz. Bizim bir hayalimiz var: Tam Demokratik Türkiye. Korkmadan bu yolu koşmaya devam edeceğiz. Bu ülke bizim ve bu ülke hepimizin. Bu nedenle 12 Eylül gibi darbelerin bir daha tekrarlanmaması için el ele verip birlik içinde çalışmalıyız. Hukuku, demokrasiyi, insan haklarını öncelemeliyiz. Geçmişten ders alırsak ancak aydınlık geleceğe yürüyebiliriz.”