Dükkândan içeri Bedo ile birlikte üç pezevenk girdi. Dördüyle de arkadaştım. Oto aksesuar dükkânımdan otomobillerine malzeme alıyorlardı. Genelevde kadın satıcısı olan bu pezevenklerin tutkusu arabalarıydı. Arabalarını süslemekten, modifiye malzeme kullanmaktan hoşlanırlardı. İş yerim geneleve yakın olduğu için, doğal olarak pezevenkler de en paralı, müdavimlerimdi. Bedo, Selman, Fedai ve Çeto raflardaki oto aksesuarlarını inceleyip koltuk kılıfı, çelik jant, egzotik kokular aldılar. Bedo, içtiği sigaranın külünü yere döküyor bir yandan da arabasını iyi bir fiyattan satmak istediğini belirterek, benden müşteri bulmamı istiyordu. Selman, Fedai ve Çeto ise koltuğa oturmuş geneleve getirdikleri yeni sermayelerini övme yarışına girmişlerdi. Papatya ve Müjgân’ın güzelliklerini övmekten bitiremiyorlardı. Bedo kabadayı takılırdı. Her zaman belinde ruhsatsız tabanca bulundururdu. “Bu alem kalleş ve köpektir. Sırtını döndün mü tahtalıköye yollarlar. Her zaman kahpeliklere hazırlıklı olacaksın. Sen gitmeyip, başkalarını göndereceksin Tahtalıköye, anladın mı?” derdi. Kendi içlerinde keyifli, kavgalı insanlardı pezevenekler. Yüzlerine “pezevenk” denilmesinden hoşlanırlardı. Zayıf, kavgacı olan Bedo’nun konuşurken âdem elması aşağı yukarı inip çıkıyordu. Sağ gözü dışa bakan Bedo, altın şövalye yüzüğü ve boynundaki altın kolyeyi göstermekten zevk alıyordu. Sevdiklerine isimlerinin ardından ‘Baba’ olarak hitap etmekten ayrı bir mutluluk duyan Bedo, “Mehdi baba alemde kralsın. Adam gibi, adamsın. Bunca yıllık dostuz ama bir çilingir sofrasında bir araya geldiğimiz yok. Bu ayıp bize de sana da yeter. Bu akşam senin mekânda çakallar ile çilingir sofrasında âlem yapalım.”
“La Bedo oğlum, bu çakalların yerine Müjgan’la, Papatya’yı getir. Alem o zaman âlem olsun. Gecemize renk ve güzellik katsınlar.” dedim. Dışa bakan sağ gözünü hafiften kırparak yüzüme bakan Bedo, “Olmaz.” Karşılığını verdi. “Çilingir sofrasında orospu olmaz. Orospu olursa kan çıkar.” dedi. Selman, Fedai ve Çeto kaykıldıkları koltuklarda ateşli şekilde Müjgân’ın tazeliğinden ve müşterilerinin çokluğundan bahsetmeye devam ediyorladı. Bedo, cebinden çıkardığı sigarayı yakıp, derin bir nefes çektikten sonra, ‘mektep’ diye nitelendirdiği genelevi kastederek, “Mehdi Baba, bizim mektebe gel. Misafirim ol. Müjgân’ı koynuna vereyim. Beş kuruşta paranı almam.”
“Bedo oğlum bana doğu söyle. Sen bu Müjgân’la yattın mı?”
“Yattım. Yatmaz olur muyum? Hem de geldiği günün akşamında.”
“Tuh sana. Yatıp, becerdiğin orospuyu bana mı layık görüyorsun. La Bedo oğlum, senin yattığın, orospuyla yatmam.”
“Sana da iyilik yaramıyor Mehdi Baba.” diyerek konuyu kapattı.
“Haydi bize eyvallah. Lan çakallar haydi gidiyoruz.”
“Bedo oğlum, iki arkadaşım bir de bu çakallarla akşam dükkânı kapattıktan sonra burada alem yapıyoruz. Mekân sahibi olarak rakılar ve mezeler benden. Anlaştık mı?”
“Mehdi baba, hep demişimdir sen var ya kralsın.”
Akşam oldu. Yanımda çalışan Serkan ve Müslüm’e, “Siz de çilingir sofrasına kalacaksınız. Bu pezevenk çakallara pek fazla güven olmaz.” dedim.
Serkan’ı yakındaki tekel bayisine gönderip iki şişe rakı, bir kasa bira çerez ve sigara aldırdım. Saat 21.00’i gösterirken dükkânı kapattım. Kepenkleri indirdim. 22.00 gibi Bedo, Selman, Fedai ve Çeto geldi. Yanlarında içki ve mezelerini de getirmişlerdi. Benim çalışanlar hemen çilingir sofrasını kurdu. Kasetçalardan Müslüm Gürses’in boğuk sesi yükseliyordu.
“Lan Bedo oğlum, ‘şerefine’ deyip ilk kadehi yudumladım. Zayıf çelimsiz Bedo, rakısını yavaşça çerezle yudumladı. Bir kadeh içtim. Bu sırada Bedo, gözlerimin içine bakarak Fedai’den aldığı sigara tanesini göstererek, “İçebilir miyiz?” dedi.
“İçebilirsiniz. Her şey içebilirsiniz. Çünkü içki masası cibiliyetin mihenk taşıdır.” dedim.
Bedo, pis pis sırıtarak, yanmakta olan elindeki sigarayı bana uzatarak, “Önce sen” dedi. Sigarayı aldım. Bir nefes çekip ciğerlerimde gezdirmeden üfledim. Bedo, “Olmadı. Bu mereti derinden ciğerlerine çekip beklettikten sonra dışarı bırakacaksın.” diyerek beni uyardı. Sigaradan derin nefes çektim. Ciğerlerimde bekletip üfledim. Elemanlarım hariç hepimiz sıra ile birer yudum çektik. Bu arada ikinci kadehi bitirmiştim. Sigaranın üçüncü yudumdan sonra su dökmek için tuvalete gideyim dedim. Ayağa kalkmak istedim. Kalkamadım. Kafam düşüyor. Bacaklarımı hissetmiyordum. Korktum. “Ulan bacaklarım nerede? Ne yaptınız bana şerefsiz pezevenkler.” Diye bağırmaya başladım. Bedo ve çakalları gülmekten konuşamıyordu. “Ulan beni mahvettiniz orospu çocukları” diye bağırdım. Serkan ve Müslüm’e dönerek, “Kollarıma girip beni tuvalete götürün. Üstüme işeyeceğim. Çabuk olun.” Kollarıma giren Serkan ve Müslüm beni dükkânın arkasındaki tuvalete götürdü. Belden aşağısını hissetmediğimden biraz pantolonuma biraz da tuvalete işedim. Pezevenklere rezil oldum. Tuvaletten sonra Serkan ve Müslüm’ün kollarında yeniden çilingir masasına döndüm. Müslüm’e hitaben, “Oğlum bana bu pezevenklerin senetlerini getirin. Bunlar bana tuzak kurdu. Beni mahvettiler.” diye bağırmaya devam ediyordum. Bedo ise sakin ve gevşemiş bir tavırla, “Sakin ol. Korkma. Bir şey yok. Esrarın etkisi. Birazdan geçer.” deyip gülmeye devam etti.
Müslüm çelik kasadan senet yaprakları ile pulları getirdi. Pulu yalayıp senedin üzerine yapıştırdım. Pula baktım ters yapışmış. Pulu söktüm dilimin üstünde ıslatıp düz bir şekilde senedin üstüne yapıştırdım. Allah, Allah pul yine ters yapışmış. Düz görüp, ters yapıştırıyorum pulu. “Neyse önemi yok” diyerek senetleri Bedo’ya imzalattım.
Bedo ve çakalları gecenin ilerleyen saatlerinde çakırkeyf masada kalkıp arabalarına binerek dükkândan ayrıldı. Dükkânın üstünde evim olduğu için Serkan ve Müslüm kollarıma girip eve çıkarttılar. Kapıyı açan annem sarhoş olduğumu görünce, “Evladım nedir bu halin. Yine zıkkımlanmışsın.” Deyince. “Anne, çok kötüyüm. Rakı zehirledi.” Karşılığını verdim. Tuvalete gidip kustum. İki gün karın ve baş ağrısı yaşadım.”
Bir hafta sonra, iş yerime gelen yerel gazetenin birinci sayfasındaki haberde Bedo’nun resmini gördüm. Resmin altında Bedo’nun dün gece çilingir sofrasında, Müjgân isimli bir hayat kadını yüzünden tartıştığı arkadaşı Çeto’yu tabancayla öldürdüğü, Fedai ve Selman’ı yaraladığı ardından da kendi kafasına sıkarak intihar ettiği yazıyordu.
SON
GENEL
4 gün önce3.SAYFA
06 Ekim 2024GÜNDEM
06 Ekim 2024GÜNDEM
06 Ekim 2024EKONOMİ
06 Ekim 2024EKONOMİ
06 Ekim 20243.SAYFA
06 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.